Kılıçdaroğlu: İşçinin hakkını ve hukukunu yeniden aramak bizim elimizde
Partisinin haftalık kümelenme toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
– Türkiye Tek Yürek Kampanyası başlatıldı. Karınca kararınca herkes katkıda bulunmaya çalıştı. Söz verilen parayı ödeyeceklerini söylediler. Bu parayı kim ödemez? Bu parayı ödemeyen beş kişilik çeteler gibi mi? Hatırlarsanız şehitler için para da toplamışlardı. Nerede bu para, bu parayı kim ödemedi? Televizyona çıkıp parayı ödeyeceğinizi söyleyeceksiniz ve sonra ortadan kaybolacaksınız. Takip ediyor olacağız.
– Tutuklu bir arkadaşımız var Can Atalay. Seçimi kazandı. O da vekaletini aldı ama meclise gelip yemin ediyor. Anayasaya, parlamento tüzüğüne, geleneklere aykırı, demokrasiye aykırı. Ev Liderini davet ettim. Kurtulmuş Bey asıl sorumlu sizsiniz. Onu oradan çıkaracaksın, geleceğine yemin edecek. Kim haksızlığa uğradıysa biz her zaman yanında olacağız. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisi’yiz. Cumhuriyeti kuran, demokrasiyi getiren partiyiz.
-Bir gazete nasıl olur da cumhurbaşkanı seçilmemek için 3 milyona yakın reklam verir? Yeni Şafak gazetesinden bahsediyorum. Gazetenizi benim lehime yazmak zorunda değilsiniz, objektif olmalısınız. Ben seçilmeyeyim diye 3 milyona yakın harcıyor. Sana o parayı kim verdi? Ben buradan Hazine ve Maliye Bakanını davet ediyorum, o parayı nereden bulmuşlar, ahlaklıysanız incelersiniz. Bir gazete böyle bir şey yapabilir mi? Tüm bilgilere sahibim. Dava edeceğim. Yeni Şafak gazetesinin bedelini bilsin istiyorum. Bu çok mu ahlaksız?
“Sendika vasiyetini Saray’a ipotek etmişse sendika olmaktan çıkar”
– Minimum fiyat açıklandı. 11 bin 402 lira oldu. Bu rakam makul bir rakam mı? Beni şaşırtan Türk İş Lideri’nin buna hiç itiraz etmemiş olması. Her şeyden önce personelin hakkını ve hukukunu aramak sendikanın görevidir. Birlik vasiyetini Saray’a ipotek etmiş ise birlik olmaktan çıkar. Hukuktaki adı ‘Sarı birlik’tir. Büyük zam yapmayın tamam 15 bin lira dedik. Bu da kabul edilmedi. Bundan dolayı emekçinin hakkını ve hukukunu aramak yine bize düştü.
“Bunun milliyetçilikle falan alakası yok”
– Bugün Dünya Mülteciler Günü. Beylerin rahatı için her şeyi düşündük. Suriye’de kan cenazeyi taşırken parmağınızı kıpırdatmıyordunuz, hepiniz sarayda oturuyordunuz. Kan döküldüğünde neden sesin duyulmadı? Siz medeni ülkelerdiniz. Yükü sırtıma yükleyeceksin, bana dolar vereceksin. Erdoğan bunu yaptı. Yaşanabilirlik sorunu bu. Demografimiz değişiyor. Milliyetçilikle alakası yok. Erdoğan her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldı diyordu. Türkçe bile bilmeyen bir kişiye vatandaşlık veriyorsunuz, bu kişi paraya oy veriyor. Bütün dünya bize gülüyor. Bu ülkenin hainlerinden kurtulmak gerekir.
“Erdoğan faizleri nasıl artıracak?”
– Seçimler bitti. Uyuşturucu baronları temelde gelişigüzeldir. Ama aynı zamanda tefeciler, eyaletler arası tefeciler de var. Türkiye’ye para vermiyorlar, faiz düşük diyorlar. Faizi yükselteceksin diyorlar. Erdoğan faiz oranlarını nasıl artıracak? Tükürdüğünü nasıl yalayacak? Yapma, Maliye Bakanını bulalım dediler. Amerika’dan Merkez Bankası’na birini getireceğiz. Yerel seçimlere kadar azar azar artırın. Erdoğan’a oy veren vatandaşlarıma sesleniyorum. Dünyada hangi devlet dolar bazında yüzde 40 faiz veriyor. yapacaklarını göreceksiniz. Bu bir hayatta kalma sorunudur.
– Londra’daki tefeciler neden gelsin? Sermaye getirirdik. Bu ülkenin bir ulusal kurtuluş savaşı vermiş olması beni incitiyor. Bunlar vatandaşın oyları ama talimatı dışarıdan alıyorlar. Vatandaşa her türlü saçmalığı söylüyorlar. Benim için bir de montaj görseli hazırladılar. Bu görüntülere ne oldu?