İş

2,9 milyon NENI: Ne Eğitimde ne de İstihdamda

TÜİK verilerine göre 15-24 yaş grubundaki her dört gençten biri “aylak”, okula gitmiyor, çalışmıyor. İstatistiklerde 2,9 milyon genç NENI (Ne Eğitimde Ne İstihdamda) olarak tanımlanıyor. Okuma yazma bilen NENI’lerin oranı da okuma yazma bilmeyenlere göre daha yüksektir. İstatistikler, eğitimini aldığı işi yapamayan ve iş bulamayan kadınların oranının tüm NENI’lerde yüksek olduğunu göstermektedir.

Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş, ittifakların seçime giderken bu oranları dikkate alarak gençlere umut vaat eden programlar yapması gerektiğine dikkat çekti. Aktaş, “Her dört gençten biri ortalıkta dolaşıyor, peki kim ne çare sunuyor?” başlıklı yazısında siyasetçilerin Z kuşağını hafife almaması gerektiğini belirtti.
Aktaş’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

“15-24 yaş grubundaki nüfusun ne eğitimde ne de istihdamda eğitim düzeyine göre dağılımı farklı bir duruma işaret ediyor.

Toplamda yüzde 24 olan ne eğitime ne de istihdama sahip olanların genç nüfus içindeki oranı, okuma yazma bilmeyenler arasında oldukça yüksektir. Ancak, bu tür vakaların sayısı aslında azdır. Bu nedenle okuma yazma bilmeyenlerin oranının yüksek olması değerli görülmemektedir.

Ancak diğer yandan dikkat çeken bir detay var.

Eğitim düzeyi yükseldikçe işsiz oranı da artıyor.

Lise altı eğitime sahip olanların oranı yüzde 18,6’dır. Aslında, genel oranı aşağı çeken bu kümedir.

Lise mezunlarının oranı yüzde 26,4, mesleki veya teknik lise mezunlarının oranı yüzde 27,8 ve yüksek eğitimlilerin oranı yüzde 33’tür.

Yüksek öğrenim görmüş olanlar için oranın yüksek olması olağandır, bu da şu anda iş bulmanın uzun sürmemesinde bir etkendir. Üniversite eğitimi genellikle 22 yaş civarında tamamlandığı için mezunlar hala iş arıyor ve bu nedenle oran yüksek. Ancak oranın yüksek olduğunu kabul etmek gerekir.

Üniversite mezunu kadınların oranı ise %36,6 ile daha da yüksektir. Kuşkusuz üniversite eğitimi almış kadınlar iş bulmakta zorlanmakta ve bazıları bu düzeyde eğitim almış olmasına rağmen çalışmayı daha az düşünmekte veya iş imkanları daha kısıtlı olmaktadır.

Bu arada eğitim seviyesi yükseldikçe işsizliğe yol açan bir diğer faktör de hiç şüphesiz işgücüne katılma oranındaki artıştır. Ne kadar çok insan çalışmak isterse, yüksek öğrenim oranı o kadar yüksek, işsizlik oranı da o kadar yüksek oluyor.

15-24 yaş grubunda ne eğitime ne de çalışmayan gençlerin oranı geçen yıl yüzde 24,2 iken bu oranın önceki iki yıla göre düşük olduğu bir gerçek.

Söz konusu oran 2020’de yüzde 28,4 iken 2021’de yüzde 24,7 oldu.

2020 ve 2021’de oranların daha yüksek olmasının en büyük nedeni pandeminin yarattığı olumsuz koşullardı.

Z Kuşağı sandık başına giderken kendilerine şunu sormalılar: “NE olmak istiyor muyum?”
Bir nesil vardır ki dilimize düşmez; Z Kuşağı. 1990’ların ikinci yarısından 2010’a kadar doğanlara Z Kuşağı denir.

Bu kuşakta yer alanların bir kısmı 14 Mayıs’ta ilk kez oy kullanacak. Bu durum, Z kuşağını kendi tarafına çekmek isteyen siyasetçilerin iştahını kabartıyor.

Politikacılar güya bu kuşağı hafife alıyorlar. Z kuşağı siyasetten pek anlamayan, siyasetten hiç anlamayan bir grup olarak görülüyor. Ama bu büyük bir hata olur.

Z kuşağı oy verirken pek çok şeyi dikkate alacak ve pek çok konu ve yaklaşıma göre kararlar alacak.

Z kuşağı kendilerine şunu soracak:

‘Ne okuyan ne de çalışan gençler mi olmak istiyorum?’

Aklı başında hiçbir genç NENI durumuna düşmek istemeyeceğine göre, hangi ittifak hangi ittifakın kendisini konumlandırmaya en yakın olduğuna göre karar verecek.” (HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu